WAREZİN BABASI | Hayat Burda!
WAREZİN BABASI | Hayat Burda!
WAREZİN BABASI | Hayat Burda!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WAREZİN BABASI | Hayat Burda!


 
AnasayfaAnasayfa  PortailPortail  Latest imagesLatest images  GaleriGaleri  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 ARTVİN

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
bYuNuS
Kurucu ve Admin

Kurucu ve Admin
bYuNuS


Erkek
Mesaj Sayısı : 655
Yaş : 32
Nerden : denizli
Deneyim :
ARTVİN Left_bar_bleue100 / 100100 / 100ARTVİN Right_bar_bleue

Seviye :
ARTVİN Left_bar_bleue100 / 100100 / 100ARTVİN Right_bar_bleue

Saygınlık :
ARTVİN Left_bar_bleue100 / 100100 / 100ARTVİN Right_bar_bleue

Aktiflik :
ARTVİN Left_bar_bleue100 / 100100 / 100ARTVİN Right_bar_bleue

Ruh Hali : ARTVİN Tehlik10
İşletim sistemi : ARTVİN Yk-xp
Hangi TAkımıTutuyorsun : ARTVİN Besiktasit5rh1gv5
Emeğe Sayıgı : ARTVİN Hirsiz10pw1
Kayıt tarihi : 18/05/08

ARTVİN Empty
MesajKonu: ARTVİN   ARTVİN EmptyCuma Nis. 10, 2009 10:34 pm

ARTVİN Artvinturkeyprovinceslo


Artvin - Artvin ili Hakkında




Artvin ili,
Doğu Karadeniz Bölümü'nde bir ildir. Türkiye'nin Gürcistan'la olan
sınırında yer alan kuzeydoğu köşesidir. Erzurum, Ardahan ve Rize
illeriyle komşudur. Yönetim merkezi Artvin kentidir.
Plaka numarası 08 ve telefon kodu 466'dır. Milli parklarıyla meşhurdur. Şavşat
ilçesinde bulunan Karagöl-Sahara Milli Parkı içerisinde bulunan Şavşat
Karagöl ve Borçka Karagöl görülmeye değerdir. Efeler-Gorgit Tabiatı
Koruma Alanı esas olmak üzere Camili yöresi Birleşmiş Milletler Eğitim,
Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından biyosfer rezerv alanı olarak
belirlenen
Türkiye'deki tek bölgedir ve bir dünya mirası olarak görülmektedir. Her
yıl ağustos ayında yapılan Kafkasör Festivali ise 3 gün sürer.


Tarihi


Karadeniz
Bölgesi'nin Doğu Karadeniz bölümünde, Çoruh vadisinin sol yamacında
meyilli bir arazide kurulmuş olan Artvin, kuruluşu pek eski dönemlere
inmeyen bir
Ortaçağ şehridir. Bununla birlikte, şehrin çevresinde yapılan kazılarda
bölgede milâttan önce 2000 yıllarına ait bazı yerleşmeler bulunduğu
ortaya çıkmıştır. Bölgenin önce Hurrilerin, milâttan önce IX. yüzyıldan
itibaren de Urartu Devleti'nin hâkimiyetine girdiği söylenmekte ise de,
bu bilgileri kuşkuyla karşılamak gerekir. Çünkü son yıllarda Artvin ve
çevresinde yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalarda ne Hurriler'e, ne
de Urartular'a ait bir kale ya da yazıt bulunmamıştır.
Artvin tarihi hakkında
bildiklerimiz Eskiçağ'dan itibaren bölgeyi gezmiş olan coğrafyacılar
ile tarihçilerin yazmış oldukları eserlere dayanmaktadır. {M.Ö.
431-M.Ö.351} yılları arasında yaşamış olan Ksenophon ve bazı Yunanlı
tarihçi ve coğrafyacılar il ve çevresindeki yerel etnik unsurlardan
uzun uzadıya söz etmişlerdir.
Klasik çağda Kolhis adıyla bilinen Artvin ve çevresinde milâttan
önce IV. yüzyıldan itibaren Kolkh(idyalı)lar, Makron/Tsanlar, Şavşatlar
ve Taokh(Diaokh-Dido)lar gibiLaz ve
Kafkas-dilli birtakım kavimler yanında Hemşinliler gibi Hint-İrandilli
topluluklarla, Türki dilli Kimmerler, iskitler
(Çikotlar),Kuman/Kıpçak(Atabey dönemlerinde) yaşadığı bilinmektedir.
Milâtan önce 1. yüzyılda yaşayan coğrafyacı Strabon bölgenin
Mithridates Eupator tarafından ele geçirilip Pontos Krallığı'na
bağlandığını yazmaktadır. Bu bölge daha sonra Romalı komutan Pompeius
tarafından ele geçirilmiş ve mahallî kralların hâkimiyetine
bırakılmıştır.




5. yüzyıl başlarından itibaren Bizans egemenliği altına giren Artvin ve çevresi bir ara İran'da büyük bir
devlet kurmuş olan Sasaniler'in eline geçtiyse de sonra tekrar Bizans
sınırları içerisine alındı. Bölge, Halife Osman döneminde 646 yılında
İslâm topraklarına katıldı. Ancak daha sonraları birkaç defa Bizans ve
İslâm orduları arasında el değiştirdi. Bu sırada Bizanslılar, şehri
müslüman ordularının akınlarından korumak için 939 yılında bugün de
ayakta
duran Livane Kalesi'ni yaptılar. Ancak bu bölge, 11. yüzyılda Selçuklu
Türkleri'nin Anadolu'ya yönelmesi ile 1068 yılından itibaren Selçuklu
hâkimiyetine girdi. Büyük Selçuklu sultanı Alp Arslan, 1071 Malazgirt
Savaşı'ndan sonra Kızılırmak'a kadar uzanan bölgeyi emrindeki
kumandanlara dağıttı. Bu dağıtım sırasında Çoruh bölgesi Erzurum ve
çevresine hâkim olan Emir Ebulkasım'a düşmüştü. Böylece bu bölge bir
süre Saltukoğulları'nın idaresinde kaldı. Daha sonra kısa bir
süre Gürcülerin eline geçen bu bölge Sultan Melikşah devrinde tekrar
Selçuklu sınırları içerisine alındı. Selçuklu döneminde Artvin ve
çevresi
Azerbaycan Atabegleri idaresinde bir uç beyliği şeklinde yönetiliyordu.
Artvin ve çevresi 13. yüzyıl başlarında Anadolu Selçuklu Devleti
hâkimiyetine girdi. Konya Selçuklu sultanı I. Alaaddin Keykubad
(1220-1237) Artvin, Şavşat ve Yusufeli'ni
sınırları içerisine kattı. Bu yüzyılın ortalarında Anadolu'yu işgal
eden Moğol İlhanlı orduları Çoruh vadisini de istilâ etmişlerdi. Bölge
XIV ve XV. yüzyılda Akkoyunlu Devleti'nin hâkimiyeti altına girdi.
Ancak bu dönemde de mahallî idareciler olan Atabegler Artvin ve
çevresinin yönetimini ellerinde tuttular.
Artvin ve çevresi, Osmanlı hükümdarı II. Bayezid (1481-1512)
devrinden itibaren Osmanlı hâkimiyeti altına alınmaya başlandı. Bu
dönemde Trabzon valisi olan Şehzâde Selim (Yavuz Sultan Selim)
Gürcistan üzerine seferler düzenleyince, Artvin ve Çoruh
havzasındaki kalelerin hakimi olan Atabeg Mirzâ Çabuk (1502-1516)
ülkesinin tahribe uğramaması için Şehzâde Selim’e bağlılığını bildirdi.
Bu
dönemden sonra Artvin ve çevresi 1536 yılına kadar Osmanlı Devleti
himayesinde yarı müstakil bir şekilde kaldı. Bölgede ilk Osmanlı
hâkimiyeti ise Kanuni Sultan Süleyman devrinde sağlandı. Bu dönemde
Erzurum Beylerbeyi olan Dulkadırlı Mehmed Han 1536-1537 harekâtı
sırasında Çoruh vadisinde bulunan diğer kalelerle birlikte Artvin'i de
ele geçirdi. Bu sırada Artvin ile Yusufeli'ni içine alan Livane Sancağı kurularak Erzurum Beylerbeyiliği'ne bağlandı. Bir
süre sonra elden çıktığı anlaşılan bölge, yine Kanuni devrinde, 1549
yılında ikinci vezir Ahmed Paşa tarafından tekrar ele geçirildi. Ahmed
Paşa'nın bu harekâtı sırasında bölgedeki 35 kale Osmanlı hâkimiyeti
altına alınmıştı. Bölgedeki Osmanlı hâkimiyeti bir
süre sonra yapılan Osmanlı-İran mücâdelesi sırasında daha da
sağlamlaştırıldı. Erzurum Eyaleti'ne bağlı Livane Sancağı'nın merkezi
olan
Artvin, 1579'da Çıldır Eyaleti'nin kurulması ile bu eyalete bağlandı.
Bu sırada Hopa ve Borçka Trabzon'a, Artvin, Ardanuç, Yusufeli ve Şavşat
ise Çıldır Eyaleti'ne bağlı idi.
Artvin ve çevresi bu tarihten sonra , 19. yüzyılın başlarına kadar
sürekli olarak Türkler'in elinde kaldı. Ancak bu yüzyılda iki defa Rus
işgaline uğradı. 1828 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan
sonra Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan Edirne Antlaşması
ile Çıldır Eyaleti'nin merkezi Ahıska Ruslar'a terkedilince Artvin,
Livane Kazası'nın merkezi oldu ve Trabzon Eyaleti'nin Batum Sancağı'na
bağlandı. Bu durum Doksanüç Harbi olarak da bilinen 1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar sürdü. Bu savaşı kaybeden Osmanlı Devleti,
3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayastefanos Antlaşması'na göre Batum,
Kars, Ardahan, Eleşkirt ve Beyazıt'ı Rusya'ya savaş tazminatı olarak
bırakmak zorunda kaldı. Böylece, Batum Sancağı'na bağlı bir
kaza olan Artvin ve çevresi de bu antlaşma ile Rusya'ya verilmiş oldu.
I. Dünya Savaşı'na kadar süren bu işgal sırasında yerli halk zaman
zaman Ruslar'a karşı direnmekteydi. Nitekim 1914 Kasımında Yüzbaşı
İsmail Hakkı Bey idaresindeki Melo Sınır Taburu şehir ve çevresindeki
Rus birlikleri bozguna uğratınca Ruslar Artvin'i terk etmek zorunda
kaldılar. Ancak bu ilk kurtuluş çok kısa sürdü. Ruslar dört ay sonra, 3
Mart
1915'te bölgeyi yeniden kontrol altına aldılar. Aynı yıl, Türk
kuvvetlerinin Sarıkamış'ta aldığı yenilgi üzerine Rus birlikleri
Ardahan, Şavşat, Ardanuç, Artvin ve Borçka'yı işgal ettiler.
Rusya, Çarlık yönetiminin yıkılması üzerine I. Dünya Savaşı'ndan
çekilince yeni Sovyet hükümeti ile 18 Aralık 1917'de Erzincan Ateşkes
Antlaşması imzalandı. Buna göre Ruslar Artvin'i boşalttılar. Daha sonra
savaşın sona ermesiyle imzalanan 3 Mart 1918 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması
da Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki sınırın 1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşı öncesindeki şekline getirilmesini kabul ettiğinden,
Osmanlı birlikleri 1918 Martında tekrar Artvin'e girdiler. Ancak
Artvin, bu defa da Türklerin
elinde uzun süre kalamadı. Çünkü Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda
yenik sayılmış ve 30 Ekim 1918'de Limni Adası'nın Mondros Limanı'nda
imzalanan Mondros Mütarekesi'ne göre Osmanlı ordusunun 1914 yılından
önceki sınırların gerisine çekilmesi kararlaştırılmıştı. Bu sebeple
Artvin tekrar boşaltıldı. İngilizler
antlaşma gereğince 17 Aralık 1918'de Artvin, Şavşat ve Hopa'yı işgal
ettiler. Artvin ve çevresinde beş ay kadar kalan İngilizler buradan
çekilirken şehri Gürcistan'a bıraktılar. Artvin yöresindeki bu Gürcü
işgali ise 1921 başlarına kadar sürdü.
Artvin ve çevresinin kesin kurtuluşu Kâzım Karabekir Paşa
idaresindeki 15. Kolordu'nun 30 Ekim 1920'de Kars'ı kurtarmasından
sonra gerçekleşti. Bu zaferden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gürcistan'a bir ultimatom vererek Ardahan, Artvin ve Batum'un teslimini
istedi. Gürcistan yeni Türk hükümetinin bu isteğini kabul ederek
kuvvetlerini 23 Şubat 1921 sabahından itibaren Ardahan, Artvin ve
Batum'dan çekmeye başladı. Bu tarihten birkaç gün sonra Türk kuvvetleri
Ardahan'dan başlamak üzere adı geçen
şehirlere girmeye başladılar. 27 Şubat 1921'de Ardahan ve Şavşat Gürcü
işgalinden kurtuldu. Artvin'in kurtuluşu ise 7 Mart 1921'de
gerçekleşti. Böylece 1878-1921 yılları arasında 43 yıl süreyle Rus
işgali altında kalan Artvin ve çevresi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
ilk askerî ve diplomatik başarısı sonucunda kesin olarak Türkiye
topraklarına katılmış oldu.
Artvin ve çevresi 1921 yılında Rus işgalinden kurtulup anavatana
kavuşunca önce Ardahan Sancağı'na bağlandı. Ancak aynı yıl içerisinde,
7 Temmuz 1921 tarih ve 133 numaralı kanunla Artvin Sancağı kurulunca,
Artvin bu yeni sancağın merkezi oldu. 1924 yılında sancaklar vilâyet
haline dönüştürülünce Artvin de vilâyet oldu. Ancak Artvin vilâyeti 1
Haziran
1933'te lağvedildi ve burası bir kaza merkezi olarak merkezi Rize olan
Çoruh vilâyetine bağlandı. Bu durum 3 yıl kadar sürdü. Artvin 4 Ocak
1936 tarihinde yeni kurulan Çoruh
vilâyetinin merkezi oldu. 1956 yılında ise Çoruh adı kaldırıldı ve ilin
adı Artvin haline getirildi.yusufeli ilçesi nüfusu'nun
çoğunluğu(tahmini yüzde 90) kıpçak(ahıska)türk'ü,geriyekalan nüfus
gürcü'lerden(tahmini yüzde 10) oluşmaktadır,ARTVİN İLİ'NİN SİMGESİ BOĞA
'DIR,artvin boğa'larıyla meşhur ilimizdir.artvin
kıpçak(ahıska)türk'leri halk oyunu artvin kafkas dansı(oyunu)dır.ve bar
oyunları.

İklimi


Artvin'in iklimi, yeryüzü şekillerinin özellikleri nedeniyle
bölgelere göre çeşitlilik göstermektedir. Kıyı kesimlerinde ılık ve
yağışlı bir iklim tipi egemendir. Buna karşılık, İl'in iç bölgelerine
doğru, yüksek kesimlerde kışlar sürekli ve bol karlı, yazlar serin
geçer. Çoruh Vadisi'nin derin tabanında kıyıya oranla daha az yağışlı,
kışları fazla sert olmayan bir iklim tipi vardır.

İlçeleri



  • Ardanuç
  • Arhavi
  • Borçka
  • Hopa
  • Şavşat
  • Murgul
  • Yusufeli


Kardeş Şehirler



  • Ahıska
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://warez.niceboard.com
 
ARTVİN
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
WAREZİN BABASI | Hayat Burda! :: ORTAYA KARIŞIK :: İl il TÜRKİYE-
Buraya geçin: