Bedeninizde akan kanın varlığından daha önce hiç
haberiniz olmasaydı ve bir gün bunu aniden keşfetseydiniz, bir hayli
şaşırırdınız. Sizi ilk hayrete düşüren, derinizin hemen altında
alabildiğine kırmızı bir rengin hakimiyeti olurdu. Bu sıvının son
derece hızlı bir biçimde hiç durmadan akmakta olduğunu öğrendiğinizde
ise daha da çok şaşırırdınız. Herhangi bir nedenle dışarıya akan kanın
bir süre sonra "kendiliğinden" durup pıhtılaşarak, aktığı bölgeyi
tamamen farklı bir görünüme getirmesi ise şaşkınlığınızı daha da
artırırdı. Biraz detaylı incelediğinizde ise kan olmadan bedeninizin
yaşayamadığını ama belki de daha ilginci, "bedeniniz olmadan da kanın
yaşayamadığını" fark edecektiniz. Bütün bunlar ise kafanızda daha
birçok sorunun oluşmasına neden olacaktı. Bu sıvının neden böyle "özel"
olduğunu ve bedeninize kim tarafından, neden ve nasıl yerleştirilmiş
olduğunu merak etmeye başlayacaktınız.
Evrimcilere göre bu soruların cevabı tesadüflerdir yani insan
bedenindeki kusursuzluk, evrendeki muazzam düzen, birbirinden çeşitli
hayvan ve bitkiler, kısacası var olan herşey "tesadüfen" oluşmuştur.
Ancak yeryüzündeki "herhangi bir şey" biraz derinlemesine
incelendiğinde, evrim teorisinin ne kadar büyük bir yanılgı olduğu
rahatlıkla anlaşılabilir. Her sistem öylesine detaylı ve akılcıdır ki,
tesadüflerle meydana gelmesi bir yana, tek bir tesadüfün bile sistemin
akışını bozacağı hemen görülür.
Sistemin her parçasında, her detayında kusursuzluk vardır. İnsanın
detaylarını henüz bir yüzyıl önce ve sadece genel hatları ile
keşfedebildiği bu mükemmel sistemi yaratan herşeyden üstün olan, sonsuz
güç sahibi Yüce Allah'tır.